Bir yakınımız matem yaşadığında

Sevdiğimiz bir kişinin, bir yakınımızın ölümü içimizi parçalar; acılı, kederli bir ruh haline bürünür, mateme gömülürüz. Sanılanın aksine yaşadığımız matem, psikolojimiz için çok lazım, gerekli. Nasıl bir fiziksel yaralanma durumunda organizmamız yarayı iyileştirebilmek için çabalıyorsa, matem süreci de psikolojimizin kayıp yaşantısına karşı bütünlüğünü, işlevselliğini yeniden sağlayabilmek için gayret etmesidir. Hayatımızda çok önemli bir yer tutan ama artık bir daha göremeyeceğimiz yakınımızla vedalaşmak, hayatın ağırlığı karşısında yeniden soluklanmak, hatıralarımızı özenle hafızamıza yerleştirmek için yas tutmaya ihtiyaç duyarız. Matem süreci, sağlıklı bir biçimde ilerleyip sonlandığında, ebediyete irtihal eden yakınımızın iyi yanlarını içselleştirip olgunlaşmış oluruz.
Matem, öyle kısaca birkaç gün içinde, cenaze ve defin törenlerinin ardından tamamlanan ve bir daha açılmayan bir olgu değil, zaman alan bir süreç. Bedenimizdeki bir küçük yara bile en erken üç haftada iyileşir. Kaybın ardından psikolojimizdeki onarma işlemi için de zamana ihtiyaç var. İnsanın çok hassasiyet gereken bir dönemi olduğundan matem yaşayan insanlara özenli davranmamız icap eder.
Yakınının ölüm haberini henüz almış ve kabul etmek istemeyen birisine karşı ilk yapmamız gereken, kaybın gerçek olduğunu bir biçimde anlatabilmeyi başarmaktır. Ama kaş yaparken göz çıkarmamalı, ne pahasına olursa olsun kaybın gerçekliği ortaya konmaya kalkışılmamalı. Her şeyin olduğu gibi acılı bir insana nasıl yaklaşılması gerektiğinin de bir usulü, adabı var. Kaybın gerçekliğini anlatırken şefkatle, anlayıcı bir tutumla içinde olunmalıdır.
Matem yaşayan insanın yaşayabileceği duyguları ve yaşantıları iyi bilmemiz halinde, teselli çabamız daha faydalı olabilir. Onun ne halde, hangi duygular içinde olduğu, iyi bilinmelidir ki nasıl bir yardım yolu izleneceği konusunda bir rota belirlenebilsin. Kederin, üzüntünün, endişe ve çaresizliğin yanı sıra öfkenin, suçluluğun da matem sürecinde bulunacağı mutlaka bilinmeli, normal karşılanmalıdır.
Matem sürecinin seyri, parmak izimiz kadar kendimize özgü; herkes kendine göre yas tutuyor. Buna dikkat etmeli, önyargılı olmaktan kaçınmalıyız. Mesela çoğumuz, mevtanın yakınının ağlamamasını kabul edilebilir bir davranış olarak görmeyiz. Sırf yeterince ağlayıp üzülmüyor diye, böyle davrananların acı çekmediklerine kanaat getiririz. Oysa bu, genellikle feci bir önyargıdır. Diğer insanların kendilerini ağlarken görmesine izin vermeyen mevta yakınları, pekâlâ herkes kadar hatta herkesten daha çok acı çekiyor olabilirler. Eğer matemdeki insanın anlam dünyasında hayata, ölüme nasıl bakıldığı iyi bilinirse ve buna uygun ifadeler kullanılarak onunla diyalog kurulursa matemini sağlıklı yaşamasına daha çok yardımcı olunabilir.
Matem yaşayan insanın merhumu iç dünyasında en uygun yere koyup akıp giden hayata eskisi gibi icabetinin sağlanmasının amaçlanması, uymamız gereken bir diğer ilke. Ama bu ilkeye uygun düşen tutum ve davranışları öyle bir çırpıda saymak mümkün değil. Daha doğrusu, matem yaşayan insana bir anda merhumun acısını kalbine gömecek ve yeni duygusal yatırımlar yapacağı ilişkilere yelken açmasını sağlayacak sihirli bir ifade ve tutum yok. Önemli olan, matemdeki insana yardım etmek isteyenlerin ne yapmak istediklerini, nasıl bir amaç için uğraştıklarını bilmeleri. Bilinçlilik ve samimiyet, en çok ihtiyacımız olan iki vasıf…
Bazen matemdeki insana daha yüreğindeki ateş sönmeden, acısı dinmeden, sözüm ona yardımcı olmak amacıyla yeniden hayata dönmesi için teklifler yapılıp birçok yaşantı önerisinde bulunanlar oluyor. Örneğin tatile, eğlence yerlerine gitmesi, yeni insanlarla tanışması için girişimler yapılıyor. Bunlar şüphesiz iyi niyetli çabalar ama yerinde ve zamanında uygulamaya konulmazlarsa hiç de iyi sonuç vermeyebilirler. Henüz içi yanan bir insan tüm bu “iyi niyetli” çabalardan olumsuz bir etkilenme yaşayabilir. Bu nedenle sabırla beklenmeli yaranın kabuk bağlamaya başladığı, matem sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlediğinden emin olunduğu zaman bu tür öneriler gündeme getirilmelidir. Acı henüz yeniyken yapılması gereken, hayatıyla ilgili büyük kararların matem sürecinde alınmaması, uygun zamana ertelenmesi önerilerinde bulunmaktır. “Çok acı çekiyorsun, acını paylaşıyoruz, seninleyiz. Bu zor günler geçecek. Ama lütfen şimdi hayati kararlar verme. Acın yatıştığında, kederin kararların üzerinde etkide bulunmadığında istediğin gibi plan yaparsın” gibi ifadeler kullanmak en iyisidir.
Bazı matemlerde bir profesyonel yardım gerekebilir. Bundan kastımız, kendini hekim yerine koyan birilerinin hemen acıyı dindirmek için ilaç vermeye kalkmaları değildir; asla böyle yapılmamalı. Kayıp acısını dindiren bir ilaç henüz keşfedilmedi. Eldeki imkânlarla, yakınların ve dostların desteğiyle matem yaşayan insanın tepkileri yatıştırılamıyorsa, psikolojisinin bozulduğuna dair ipucu niteliği taşıyan davranışlar varsa mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

Kaynak: Yeni Şafak

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Videolar

Yükleniyor...

Galeri

Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.47.15 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.20 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.35 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.46.58 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.47.34 Ekran-Resmi-2022-07-06-ÖS-12.45.41